14 Ekim 2015 Çarşamba

Syros - Burası Yunan adası mı? Hiç benzemiyor da....



Yunan adaları: Renkleri, insanları, yemekleri, evleri, kapıları, yeşili ve tabii ki de denizi.

Hep gidesim var oralara. Hatta oralardan hiç çıkmayasım var. Adadan adaya tavşan gibi zıplayasım var. Her biri birbirinden o kadar farklı ki... Bir de o kadar çok ki... Git git bitmiyor. Aralarında tekrar görmek istediklerim, oraya gidip yayılmak istediklerim var, ama içimdeki küçük canavar “ama daha diğerlerini görmedin ki “ diye bağırıyor. Tek bir adaya gidip orada uzun süre kalan insanlara hayranım ama galiba benim ruhundaki keşfetme görme tanıma isteği buna izin vermiyor. İşte bu yüzden fark ettim ki yaz boyunca yedi farklı adayı gezmişim. Sadece 25 günde 6 ayrı ada gezdim.  Yarın yine gidiyoruz deseler hemen çanta hazırlamaya başlayabilirim.








Yunanistan'ın üzerinde insan yaşayan ada sayısı 227adet, toplam ada sayısı ise 6000 adet civarındaymış.  Yani geze geze bitirmek pek de mümkün değil. Kyklad grubundaki adalardan Mikonos Santorini ve İos'a yaklaşık 20 sene önce gitmiştim. Bir süredir bölgedeki diğer adalara gitmek istiyordum. Daha önceden diğer seyahat edenlerin duyduklarımın üzerine biraz araştırma yaparak seyahatte hangi adalara gitme ihtimalimin olduğunu belirledim önce. Ancak ilk adadan sonra birazcık yol kendini belirledi ve planımda ciddi değişiklikler oldu.

Kyklad adalarından birine gitmenin en kolay yolu Mikonos'a uçmak. Yaz boyunca her gün İstanbul - Mikonos arası uçak vardı.






 
 Adalar arasında sürekli feribot çalışıyor. Ancak çok fazla ada ve çok fazla feribot şirketi var ve hepsi farklı adalar arasında ring sefer yapıyorlar. Yani eğer birkaç adaya birden gitmeye niyetiniz varsa plan yapmak biraz havuz problemi çözmeye dönüşüyor.

Ben bu tip seyahatlerde genelde limanda oraya vardığımda yer buluyorum. Limanda karşılamaya gelen pansiyon ya da otellerden birini seçebiliyorum. Ancak bu kadar seyahat eden ben kocaman bir hata yaptım bu sefer . Adalara Ağustos ayında gitmeye kalktım. Bütün Fransa ve İtalya oradaydı. Yer bulmak çok zor oldu, çok kalabalıktı ve her şeyin fiyatı normal zamanının iki katıydı. Allahtan bir sorun yaşamadım. Özelikle Naxos'ta sokakta kalacağımdan korktum ;)


,



VEE Siros...

Siros ziyaret ettiğim ilk ada.

Siros'un yüzölçümü 84 km2. Yani küçük sayılabilecek bir ada. Merkezi Hermopoulis. Tepelik ve çıplak bir ada. Hermopoulis'in en eski kesimi olan Ano Siros (Yukarı Siros) 13. yüzyılda Venedikliler tarafından antik bir yerleşmenin yerinde kurulmuş.  Buradaki kale şehri hem gündüz hem de gece gezmek mümkün. Yalnız gece gezdiğinizde o daracık labirentlerde dolaşmak ve yolunu bulmaya çalışmak biraz ürkütücü olabiliyor.








  Siros Kyklad adalarının idari merkezi.







 
Adada diğer adalarda olmayan bir şey var : neo klasik binalar , villalar ve mansiyonlar. Sanki Yunanistan'da bir adada değilde İtalya'nın şehirlerinden birinde gibisiniz. Sırf bu yüzden gitmeye değer.




 
Bu adayı seçme nedenlerimden bir tanesi de bir hub görevi görmesi yani burası diğer adalar için bağlantı noktası.
Kini: bence adanın en güzel plajı. Şezlong ve şemsiye mevcut. Etraftaki tavernalarda çok güzel yemek yemek mümkün. Bir de biraz daha sakinlik isterseniz 10 dakika yürüyerek bakir plajlara ulaşabiliyorsunuz. Gitmişken akşam yemeğine kalıp güneşin batışını görmeden dönmeyin.







Adalardaki otobüs sistemleri çok düzenli ve çok basit. Tam saatinde kalkıyor. Ancak belli bir saatten sonra çok azaldığından zamanı iyi ayarlamak lazım.
Bir tek bu adada kalacağım yeri önceden ayarlamıştım çünkü gece 2.30 da varıyordu feribotum. Kaldığım yer son derece düzgün ve merkezi bir pansiyondu ama ondan öte sahibi çok şeker bir kadındı. Kapısından her geçtiğimde kahve yapıyordu bana. Arkadaş olduk...


Diyebilirim ki Syros bu seyahatte gittiğim ilk ada olarak çok sıcak karşıladı beni...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder