Adını bile duymadığım bir ada daha. O kadar çoklar ki bir
taraftan hangi birini duyayım. Bir de ben bugüne kadar hiç Kyklad adaları ile
ilgilenmemiştim. Santorini ve Mikonos’a zaten gitmiştim. Bir de Mikonos benim
adam değil. Bu ne demek şimdi diyeceksiniz. Benim hoşuma giden yunan ada
tipleri var.
Biraz daha sakin, biraz daha yunan, biraz daha karakteri olan
adalar. Çoğunlukla da küçük adalar. ( Bunun Samos ve Naxos gibi büyük ve
turistik olan ama karakterini korumuş istisnaları var tabii. ) Bu arada ben bu
ayırımları sadece kendi gördüğüm adalar arasında yapıyorum. Bütüne baktığımda
gittiğim ada sayısı devede kulak.
Türkiye yakınındaki adaların bir kısmına gittim, gitmediklerimi de ismen tanıyorum. Ama yerinde öğrenen insanlardan olarak, gitmeye kalkışmadan Kyklad ada grubu hakkında hiç fikrim yoktu. ( ohooo şimdi öyle mi, yolda her tanıştığımdan fikri almaktan elimde geleceğe dair upuzun bir liste var ).
Sifnos’a geçen sene bir arkadaşım gitmiş ve çok beğenmiş. İlle de git dedi bana. Şansıma da İstanbul'dan bir arkadaşımın ve eşinin Sifnos’ta evleri var ve ben gittiğim dönemde oradaydılar. Benim tarihim son anda belli olduğundan onları gitmeme birkaç gün kala aradım.- ne de olsa bir adaya gitmeden orada ne kadar kalacağımı net bilmiyorum o yüzden de devamını planlayamıyorum -. Son derece kibar bir şekilde kalmam için beni evlerine davet ettiler ve orada kaldığım beş gün süresince süper ağırladılar.
Onların evleri Faros’un tepesindeydi.
Faros kumsalı olan
küçük bir köy. Birkaç tavernası, iki tane plajı var. Adadaki en güzel
plajlardan biri Faros’ta. Adada gidilecek çok plaj olduğundan hepsini birden
görmek mümkün değil. Yine de kıyısını köşesini en çok dolaştığım adalardan biri
oldu Sifnos.
Adanın şöyle bir hikâyesi varmış.
Antik dönemde Sifnos
altın madenleriyle bilinirmiş. Adalılar her yıl som altından bir yumurtayla
Apollon tapınağına bağlılıklarını sunarlarmış. Bir yıl hile yapıp yaldızlı taş
gönderince Apollo’nun lanetine uğramışlar. Altın madenleri yok olmuş. Ada
harabeye dönmüş ve boş anlamına gelen ‘Sifnos’ adını almış.
Adanın bir diğer özelliği içinde 365 kilisenin olması. Her
güne bir kilise .
Adanın nüfusu da azıcık öyle çok kalabalık bir ada değil. Bu kiliselerin içinde
Panagia Chrisopigi ve Kastro’daki kiliseler benim en çok ilgimi çeken kiliseler
oldular. — Zaten diğerlerini de gezmedim -
Panagia Chrisopigi adanın en önemli manastırlarından Yunanistan’ın her
tarafından çiftler evlenmek ve düğün yapmak için buraya geliyorlarmış.
Kastro’daki kilise ise sanki bir tepsi içinde denizin içine sunulmuş gibi.
Tepeden bakıldığında gerçek kiliseden çok denizin ortasında kilse maketi gibi
duruyor. Lokasyon olarak bu kadar güzel bir yerde olan bir kilise hiç
görmediğimi itiraf etmem gerek.
Sifnos Atinalı biraz daha sakin ve hoş ortam arayan
Yunanlıların yazlık evlerinin olduğu bir ada aynı zamanda.
Adanın başlıca köyleri Apollonia, Artemonas, Kastro ve
Kamares.
Apollonia için adanın gece hayatının kalbinin attığı yer
demek mümkün. Şahane restoranlar, nefis butikler, kafeler, barlar var. Ve o
kadar da şıklar ki. İsmini eskiden şimdi kilisenin olduğu yerde olan Apollo
tapınağından alıyor.
Artemonas, tamamen ev ve villa ağırlıklı bir köy. Meydanında
iki tane taverna var, Ara sokaklara girince sürpriz küçük kafeler çıkıyor
karşınıza. Ben bütün ara sokaklarını gezdim denebilir ve bayıldım. Burası da
ismini Apollo’nun kardeşi tanrıça Artemis’ten almaktaymış.
Kastro: 118- 1836 yılları arasında adanın başkenti olmuş.
Adanın doğu yakasında tepelere doğru kurulmuş. Manzara enfes. Burada arkeolojik
buluntuları, yel değirmeni evleri görmek mümkün.
Kamares: Adanın limanı. Liman deyip geçmeyin denizi nefis.
Sifnos’ta ve Paros’ta karşıma çıkan ilginç bir şey oldu topraktaki pırıltılar. Sanki
her yere sim dökülmüş gibi. Özellikle Kamares’te denizin sığ yerlerinde çok
gözüme çarptı bu durum. Ayağınızın dibindeki kum pırıl pırıl parlıyor. ( su o
kadar temiz ki görebiliyorum ). Bu arada yunan adalarının bir de bu özelliği.
Var limanda bile olsanız deniz o kadar temiz ki...
Plajlara gelince: Faros’tan zaten bahsetmiştim.
Bunun
dışında Vathi, Platis Gialos, Heroniso, Chrisopigi, Kamares adanın önemli
plajları. Chrisopigi’ye, Faros’tan deniz kenarından yürüyerek gitmek mümkün.
Geniş basamakları olan dağ kenarında şahane bir yoldan.
Heronissos adanın en kuzey
ucu. Küçücük bir koy 2 taverna. Otobüsle gitmesi bayağı uzun sürüyor. Bana
birazcık adayı tanıma imkânı verdiğinden bu tip uzak plajlara gitmeyi
seviyorum.
Sonuç olarak Sifnos benim için sürpriz bir ada oldu. Bu kadar beğenmeyi beklemiyordum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder