17 Ekim 2015 Cumartesi

Naxos - Her Haliyle Bir Başka Güzel....



Naxos... Ne desem... Bir taraftan bayıldım bir taraftan da karabasanım olmak üzereydi.
Bayıldım çünkü gördüğüm en güzel adalardan biri... Çok yeşil. Dağ var, dağ köyü var. Denizi şahane...Eski şehri nefis.. Daracık sokaklar labirent gibi. Rengârenk... Üstüne üstlük bir de festivale rast geldim. 







Karabasanım olmak üzereydi çünkü yanlış sezonda gitmeyi becerdim. Allahım, o ne kalabalık.. İETT otobüsünde ayakta mı seyahat ediyorum Naxos'ta eski şehri mi geziyorum belli değil. Sen misin  hem İtalya hem Fransa hem de Yunanistan'ın bir ay tatil yaptığı Ağustos ayında seyahat etmeye kalkan. Oh olsun bana. Valla İtalya’dan çok İtalyan gördüm desem yeridir.
Benim Yunan adalarında kapıdan yer bakma alışkanlığım var ya. Ağustos ayını hesap etmeden yola çıktım. Naxos' a yaklaşırken aldı mı beni bir korku ya kalacak yer bulamazsam diye.









Gerçekten de bütün adalarda karşılayan bir kaç tane otel ya da pansiyon olsa da Naxos'ta bir tane bile yoktu. Neyse ki şansım oldu ilk sorduğum kişi bana yer buldu ve sürünmeden yer ayarlayabildim. Sonrasında insanların otel ya da pansiyon arayışlarını ve bulamayışlarımı gördüğümde merkezdeki son odayı benim almış olabileceğimi anladım. ( abartıyorum tabii ama gerçek payı da var)


Naxos’ta:


Otobüs sistemi müthiş. Ve bu konuda çok yardımcılar O yüzden ada çok büyük olmasına rağmen bir yerden bir yere gitmek çok kolay.







Adaya vardığım tarih onların ‘Virgin Mary’ ziyafet günüymüş. Adada normal turist kalabalığının üzerine ek olarak bu bayramın kalabalığı varmış. Bana Halki, Fottini ve Apirantus’a gitmemi tavsiye ettiler bayramın tadını çıkarmak için.


Halki:  Tamamen sürpriz bir yer.. .İnanılmaz artistik çıktı. Küçücük yerde foto galerisi, şık kafeler ve sanat dükkânları vardı.  Nerdeyse toplam 10  dükkân varsa 8i bu çeşit.. Çok keyifli ağzımın suyu aka aka gezdim.















Fottini: Çok methettiler ama eğer arabayla gitmiyorsanız gitmeye değmez. Halki ile Apirantus arasında yol üzerinde ancak otobüs saatlerinden dolayı 2 saati orada geçirmek zorunda kaldım. Ve 10 dakikada gezmem bitmişti zaten.
















Apirantus: 3 kelime: yemyeşil ve çok eğlendim. Çok sempatik bir köy. Çok şeker kafeler var. Kilisenin bahçesinde canlı müzik ve ziyafet vardı. O gün orada yüzlerce kişi yemek yiyip şarap içti. Ve tabii ki dans. Bu Yunanlılara bayılıyorum. Kadın erkek ayırım yapmadan müzik başlayınca başlıyorlar hemen dans etmeye. Ben durur muyum? Tabii ki ben de. Yanımda dans eden kadından bravoyu aldım zaten. 






Ziyafet sırasında inanılmaz bir yağmur başladı. Sağanak. Merdivenlerden şelale gibi sular aktı, suyun ağırlığına dayanamayan tente çöktü ama hiç kimse keyfini bozmadı herkes o halde dans etmeye devam etti. Herkes sırılsıklam oldu, ben sırılsıklam oldum. Ayakkabılar, saçlar... Ama ortam o kadar keyifli ki dans etmeden durmak ne mümkün...














Bence dağ köyleri bu adanın en büyük özelliği. Eğer araba kiralayabilmiş olsaydım çok daha fazla yeri bir güne sığdırırdım her halde.

     
Naxos’un denizi harika.  Agia Anna, Alikos, Kastraki, Mikri Vigla, Plaka, and Agios Georgios, Agios Prokopios popüler plajlar. Agia Anna daha sakin olduğundan genelde oradan denize girdim bir de arkasında yer alan tavernanın yemekleri şahaneydi sırf onun için bile gitmeye değerdi.Bir daha gidersem birkaç gün merkezde birkç gün de Agia Anna'da kalmayı tercih edebilirim.


Naxos Kyklad adalarının içinde toprağı en verimli olanı çünkü suyu bol. Peyniri, patatesi, Kitron adlı likörü çok meşhur. 

Naxos tekrar tekrar gidilebilecek adalardan. Bir daha kesin giderim ama doğru sezonda ve araba kiralayarak.  Zaten çok büyük bir kaç günde gemek mümkün değil. Benim için sevdiğim Yunan adaları sıralamasında üst sıralara yerleşti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder