13 Ekim 2015 Salı

Minicik bir ada ... Meis / Kastellorizo



Mini minnacık bir ada. Bir ucundan diğerine yürümek 10 dakika.. Eni o kadar,  biraz da tepeye kadar çıkıyor. Neredeyse bütün ada küçük bir koy... Bir de adanın diğer tarafında. 5–10 evin olduğu daha küçük bir koy var. Bunlar adanın yaşanan yerleri. 









Adanın tepesine çıkıp eski kiliseyi görmek havaalanının oraya yürümek de mümkün.  ( tepesine çıkmak için basamaklarla tırmanmanız gerek ve oldukça yorucu ).




Yunanca  adı Kastellorizo, kırmızı kale anlamına geliyor.

 






Adanın popülasyonu yazın 500 kişi bu sayı kışın 300e düşüyormuş.
 
Ada Yunanistan'ın anakaraya en uzak adası. Kaş’a ise mesafesi sadece 20 dakika. Kaş’a mesafesi 2 km Atina’ya mesafesi ise 570 km. Rodos’a ise mesafe 125 km. Bu yüzden de halk normal sebze ve meyve alışverişlerini ve günlük ihtiyaçlarını Kaş’tan karşılıyor.

 






Ben önce Kaş’a gittim oradan da Meis’e geçtim. Zaten seyahate başlama niyetim Meis’i görmekti. Seyahati beraber yapmayı planladığımız arkadaşım gelmeyince tek başıma yola koyuldum. Plan Meis’te en azından 3 gece geçirmekti. Kaş’ta tanışıp Meis’te gece kalacağımı duyan herkes “ oraya 3 gece gidilir mi yapacak hiçbir şey yok çok sıkılırsın” diye başımın etini yedi. Ancak diğer taraftan da Meis’in tam köy havasında olduğunu çok küçük olduğu için herkesin birbirini tanıdığını ve sokakta gördüğün herkesle doğal olarak selamlaştığını duymuştum ve bu da tam benim aradığı şeydi aslında.




Meis 2.dünya savaşı sırasında fena halde bombalanmış. Ve ada halkının çok büyük çoğunluğu Avustralya’ya göç etmiş. Şimdilerde herkes geri dönüp ya ev almış ya da arazilerine yeni evler yapmışlar. Yunancanın dışında sürekli İngilizce konuşuluyor adada.


Adada tek bir taksi var. O da havaalanından gelen misafirleri karşılamak için kullanılıyor. Halkın kullanıpta gidebileceği bir yer yok  ya da taksiyle otelinize dönmeniz mümkün değil. Otobüs görmedim charter uçaklar geldiğinde çalışan bir otobüs vardır herhalde. 

        
Adada insandan çok kedi var. Kışın kimse kalmadığından halleri vahimmiş...

        
Yemekler süper. ( Benim gibi yunan adalarına ve kültürüne bayılan biri için şaşırtıcı değil ).Ada gün boyunca Kaş'tan günübirlik gelen turistlerle dolup taşıyor.

     

     
Mavi mağara: Nefis... Sabah erken Kaş’tan günübirlik turistler gelmeden giderseniz içinde    yüzmeniz mümkün.

     
Denize girmek için limandaki otellerin önü var. Bir de küçücük bir ada. Onlar ada diyor da aslında karaya 5 dakika mesafede bir adacığa restoran yapıp şezlonglar koymuşlar. Tabii ki deniz nefis.





    
  4 gün orada kalmama rağmen küçücük adada hiç sıkılmadım. Kitap okudum restoran sahipleriyle arkadaş oldum. Bir akşam baktım bir  restoranda çalışanlar kendi içlerinde dans ediyorlar hemen gittim ben de dans ettim onlarla. ( Ada o kadar küçük ki her nevi hareket görülüyor )


  Meditarraneo filmi ( ki o filme bayılırım ) bu adada çekilmiş.


 
 

Orada olduğum sırada Kaş'tan bir geceliğine gelmiş iki kızar astladım. Sıkıntıdan kendilerini içkiye vermiş öyle eğleniyorlardı. Biraz biz ne halt ettik havasında. Yani diyeceğim böyle küçük adalarda iyi vakitte geçirebilirsiniz, sıkıntıdan da patlayabilirsiniz. Ne sevdiğinizi ne beklediğinizi bilip ona göre gitmek lazım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder